İş

İş hayatında çalışan kadınlar

Bahar Göçer*

8 Mart haftasındayız. Bayanlar için pahalı bir hafta. Her yıl klasik kutlamalar yapılır. Bu yıl kutlama havasında olmasa da 8 Mart için minimum gereksinimler yeniden karşılanacak. Çalışma hayatında, evde, sokakta vs kadının kendini erkekle eşit hissedeceği bir dünyada yaşama hayalleri. Hanımının sesini duymaktan hoşlanmayan eril anlayış her fırsatta sesini bastırmaya çalışır, kadınların iş hayatında ve diğer alanlarda söz sahibi olmaması için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Yüzyıllardır iktidarı elinde tutan erkek egemen anlayış töreseldir ve iktidarı devretmemek için elinden geleni yapmaz. Bu kavga boşa gitti. Bir yanda eşit haklar isteyen kadınlar, diğer yanda iktidarı devretmek istemeyen eril anlayış.

Kadınlar hakkında yazmaya başladığımda aklıma gelen ilk şey beyin sarsıntısı alanındaki kadınlar oldu. Ne yaparsak yapalım her konuda bölge halkı her zaman önceliğimiz olacaktır. Bölgedeki kadınlar, kadın kıtlığı konusunda da en ağır aksilikleri yaşayan kesimdir. Evladını kaybeden, yakınlarını kaybeden kadınlar var. Yaşadıkları evlerde yuva yapmaya çalışan, depremle tüm çabaları boşa giden kadınlar var. Günümüzde barınma, çocukların beslenmesi, temizlik, banyo ve hijyen gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan kadınlar bulunmaktadır. Her ne kadar asıl derdim kadının iş hayatındaki yerini yazmak olsa da bölge kadınının acısının daha büyük olduğunu söylemek boynumuzun borcu.

Türkiye’de yaşayan kadınlar olarak iş hayatında erkeklerle eşit şartlara sahip değiliz. İşim gereği birçok iş alanı ile iletişim halindeyim. Bu temaslarda çalışanların yaşadığı sorunları gözlemliyorum. Ayrıca bir kadın olarak fabrikalarda yıllarca mühendis olarak çalıştım. Son yıllarda İş Güvenliği Uzmanlığı ve mühendisliği birlikte yapıyorum. Her iki durumda da, bir sürü sorun yaşadım veya gözlemledim. Bu sorunlar ben gençken de vardı, yaşlandıkça da var ve devam ediyor.

O kadar görmezden geliniyor ve gizli tutuluyor ki; “Kadın olduğum için iş hayatında sorun yaşıyorum” ya da “erkekler iş hayatında kadınlara hak ettikleri düzeyde davranmıyor” dersek işler karışır. Kadınlara erkeklerle eşit muamele yapılmadığı asla kabul edilemez. Yukarıdan bakıldığında da durumlar vardır; Kadınların daha rahat olduğu, erkeklerin işlerinin kadınlarınkine göre daha zor olduğu, aksine kadınların zorluk çekmediği vb. tutumlar vardır.

İş hayatındaki kadın ve erkekleri hızlı bir şekilde karşılaştıralım. Öncelikle iş hayatındaki en uygun adamlar iş yapar. Erkekler sadece güçlü değil, aynı zamanda akıllıdır. Kadınların mutlaka eksiklikleri vardır. Diyelim ki müdür işe alınacak; Bir erkek ve bir kadın iş görüşmesine gittiğinde, ister okuldan mezun olsunlar, ister bire bir deneyime sahip olsunlar, bir erkek işe alınır. Hem erkek hem de kadın işe alınacaksa, erkek yüksek maaş alır. Erkek, konutu ayakta tutan kişidir. Erkek evine ve ailesine para götürmelidir. Bayan çalışmıyor olsa bile. Diyelim ki çalıştı, çok para kazanmasına ya da erkek kadar maaş almasına gerek yok. Erkek, herhangi bir kadından daha iyi çalışır ve iş yeri için daha fazla fayda sağlar. Kadınlar iş hakkında pek bir şey bilmezler. Ancak biliyor musunuz; Aynı işi yapan kadın ve erkeğe genel olarak baktığımızda kadınlar bilgi açısından erkeklere göre daha uygun ve araştırmacıdır. Sanırım kadınlar kendilerini eksik hissettikleri için hep bir şeyler öğrenmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki işini hakkıyla yapan kadınlar genellikle “erkek gibi kadın” olarak anılıyor. Yukarıdakilere bir şey daha ekleyeyim; Erkeklerin en sevmediği şeylerden biri de menajerlerinin kadın olmasıdır.

Erkeklerin fiziksel gücünün kadınlara göre daha yüksek olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Ama artık ağır ekipmanları kaldırarak iş yapmak çok az. Fiziki çalışma alanlarında kaldırma ve taşıma ekipmanları bulunmaktadır. İl tarafından ağır malzeme kaldırılacaksa bu ekipmanlar kullanılmaktadır. İş yerinde ağır yük kaldırmak da erkeklere yakışmaz. Bu donanımların var olduğu 21. yüzyılda fiziksel gücün pek bir anlamı kalmıyor. Nitekim fabrikalarda ve üretim yapılan yerlerdeki teknoloji, teraziyi kaldırarak insanların yaptığı işi en aza indirmiştir. Yani fiziksel güç artık bir avantaj değil.

Kadınlar fırsat buldukça çok iş yapıyor. Bazı işlerin asla kadınlar tarafından yapılamayacağı algımıza o kadar yerleşmiştir ki. Öğrenilmiş çaresizlik yaşıyoruz. Kadınlar da bu alanlarda gerçekten çalışmıyor. Geçenlerde bir bayanla tanıştım. Yeni bir işe başlayacak, kaynak yapacak. İlk defa kaynak işi yapan bir bayan gördüm. Bence çok mantıklı, bayanlar kaynak yapabilir. Bunun için güç gerekmez. Aslında kadınların el kadrosu ve sabrı daha iyi olduğu için bu işi güzel de yapabiliyorlar. İşin tehlikeleri söz konusu olduğunda hem erkek hem de kadın için tehlikelidir ve önlem almak gerekir. Ben dahil hepimiz kadınların kaynak yapamayacağı konusunda sessizce hemfikir olduk. Biraz sohbet ettik, işini iyi yapmakla ilgili bir sürü tartışması oldu ama çok telaşlı ve panik halindeydi. Ortalama bir iş yaparsam, çok temiz olmazsam kimsenin beni işe almayacağını söylüyor. Bu da karakterdedir. Muhtemelen kendini kanıtlama, en yetkin olma mücadelesi onu mızmız ve mızmız yaptı. İçten içe onunla gurur duyuyordum.

Son zamanlarda CNC tezgahlarında genç bayan çalışanlar görüyorum. Teknik liselerde bu alanlardan mezun olan gençler bunlar. Sayıca çok değiller ama yine de birkaç büyük şirket var. Şimdi reşit olmayanlarla karşılaşmadım. CNC dediğim, malzemeyi el değmeden işleyen bilgisayar programlamalı makineler. Sektörde oldukça değerli ve fiyat açısından da değerli makinelerdir. Kadınların o makinelerin operatörü olması gurur verici. Makine başında operatör olarak çalışırlar. Onları gördüğümde, gece vardiyalarının nasıl geçtiğini, eskiye göre daha rahat olup olmadıklarını da merak ettim. Bazı fabrikalarda, parmakla gösterilebilecek kadar az kadın vardır. Sekreter, çaycı, temizlikçi ve muhtemelen mühendisten başka kadın göremezsiniz. Kadınlar inşaatta çok az. Ben mühendisken gece vardiyasında çalışıyordum. Benden başka kadın olmazdı. Bazı doğal yerler karanlık olurdu. Oraya gittiğimde kendimi huzursuz hissettim. Sigaram biterse, personel beni bakkaldan sigara almaya göndermezdi. Feodalizm zirvede. Gündüzleri de sıkıcı olurdu. Bir kadın olarak insan çevrede başka kadınları da görmek ister ama koca fabrikasındaki kadın sayısı 3’tür. Başlar hep bire bir; kadınlar temizlik, sekreterlik vb. işlerde çalışmaktadır. Diğer işlere yönelme hala kadınların lehine değil. Ama iyi haber şu ki, bayanların çalıştığı her yerde çok olumlu raporlar var. Girdikleri her alanda başarılıdırlar. Aslında bu cümleyi yazmak bile saçma, başarılı olamamaları için hiçbir sebep yok. Her alanda olmaması için hiçbir sebep yok. Şartlar değişmeye ve dönüşmeye başladı ama bu değişim her yerde olmalı.

Geçenlerde inşaat mühendisi bir arkadaş şantiyeye etekle gitti. Şantiyeyi gezdi, çalışanlar konuştu. O gün bir daha şantiyeye gitmediğini söylüyor. Bilmiyorum, diyor, sanırım şaka yapmakta haklılarmış. Şantiyeye etekle gelmeyin diyor. Biz kadınların bile kafası karışık. Şantiyede etek giyilmez, şantiyeye giderken pantolon giyilir. Oteldeki genç bayan hemşireyi etek giydiği için yönetim uyardı. Etek giymesi uygun değildi, forma ve pantolon giymek zorundaydı. Otel deniz kenarında olup misafirlerin bikini ile gezdiği yerdir. Böyle bir yerde giyim sorun olur. Geniş etek giyilmesi iş güvenliği açısından makinelere ve çevresine takılacağı için uygun olmayabilir, bu kabul edilebilir bir durumdur. Ancak işte etek ve şort giymenin sorun olması inanılmaz. Bu kıyafet bizi en çok yoran sorunlardan biridir. Mühendisliğe ilk başladığımda daha yaşlı bir kadın mühendis cumartesi günleri şortla işe gelirdi. Bize dönerek, “bu insanlara alışmamız lazım kızlar” sorunu. “İşte bu yüzden her cumartesi şortla geliyorum” sıkıntısı. Bize giyiminizden ve yaşam tarzınızdan taviz vermemeniz gerektiğini söylerdi. Herkesin kabul ettiği yazılı olmayan kurallar var ve biz hanımlar onları değiştirmek için çok çalışıyoruz.

Genç bir kadın bir inşaat firmasında iş güvenliği uzmanı olarak işe alındı. Şimdi yeni mezun. İnşaat alanı büyük ve bodrum katı vardır. Bir gün şantiyeye teftiş için geldim. Erkek inşaat mühendisi şantiyenin bodrum katına indiğinde arkasından birini göndererek takip ettirdi. Uzmana bir şey olursa diye. Bunu da anlatır. Ülke olarak feodalizmde zirve yaptık. Uzmanın bunu yaptığını bilmemesi son derece küçük düşürücü olurdu. Çünkü inşaat bodrumunda taciz vs. olmaması için önlem almak işyerinin görevidir. Öte yandan kadınlar kendilerini korumak konusunda da zayıf değiller. Bu kafaların ve durumların değişmesi için daha gidilecek çok yol olduğunu düşünüyorum.

Toplumsal baskılara ve eril sisteme rağmen kadınlar yavaş yavaş hayatın her alanına sızıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, iyi yapıyorlar. Bunun için akılları ve yetenekleri çok yeterlidir. Erkek egemen bir dünyada var olduğumuzu söylüyorlar ve seslerini duyuruyorlar. Özellikle genç kuşak teknik lise ve üniversitelerden aldıkları eğitimleri iş hayatında da uygulamaktadır. Daha önce kadınların olmadığı işlerde de varlar. Hayatın her alanında bu eşitlik çabası devam edecek. Kadınsız iş hayatı çok erkeksi ve sevimsiz. Kullanılan dilden insanların birbirlerine davranış biçimlerine kadar pek çok durum daha özensiz ve kaba. Çok fazla güç ve iktidar mücadelesi, küfür, saygısız davranışlar var. Kadınlar varsa o işyerinde her şey daha düzenli ve sistemlidir. Bunları yazarken övmek için değil büyük bir eksiklik olduğu için yazıyorum. Hanımlar bulundukları her yerde değişir ve dönüşürler. Keşke işyerlerinde kadın kotası olsa.

İş hayatında LGBT’nin durumu içler acısı. LGBT olduğunu bildikleri birini işe aldıklarını hiç görmedim. Çalıştığım yerlerde mutlaka eşcinseller vardı ama kendilerini ifşa etmeye cesaret edemiyorlardı. LGBT’lerin çalışma hayatındaki durumu uzun bir yazının konusu ve onların durumu kadınların durumundan çok daha sıkıntılı.

Yıllardır yazıp konuştuğumuz sorunları, kadın-erkek eşitsizliğini bir kez daha gündeme getirdik ve kadınların cinsiyet ayrımı yapılmadan hayatta kalabilmeleri için gerekli koşulların sağlanması gerektiğini bir kez daha anlatmaya çalıştık. Yazılacak çok fazla olumsuz yön var ama şimdilik bunu bırakalım. Yukarıda yazılanlar ya gözlemlenir ya da yaşanır. Eskiye göre değişen durumlar var, bu kazanımlar için mücadele eden koca yürekli kadınlar da var. Bir gün kadın ve erkeğin eşit koşullarda ve eşit konumlarda, cinsiyet ayrımı olmaksızın yaşayacakları bir dünya gelecek ama kadınlar bunun için çok çaba sarf edecek. Ardında gül bırakan tüm hanımlara selam ve sevgiler.

*A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

habereleskirt.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu